Kış aylarında sıklıkla maruz kaldığımız cilt kuruluğu, çatlaklar, deri döküntüleri, tahriş ve kaşıntılarla nasıl başa çıkabiliriz?
Havaların soğuması ile birlikte sertleşen sular insan derisi üzerinde ph seviyelerini olumsuz olarak etkilemektedir. Hayatımızın olmazsa olmazı hijyen için en önemli unsur sudur. Bunun için cildi yıpratmayacak yumuşak ve temiz su ile kişisel bakımın yapılması önemlidir. Diğer yandan soğuk havanın cildi kurutması, nem dengesinin bozulmasına sebep olur. Bu durum cilt kuruluğuna bağlı çatlaklar ve deri döküntülerinin artması tahriş, kaşıntı ve cilt yüzeyinde istenilmeyen görüntülerin oluşması ile sonuçlanabilir.
Kışın sertleşen hava egzama, seboreik dermatit, sedef, sivilce, kepek, pullanma, lokal kızarıklık gibi farklı cilt hastalıklarını tetiklemektedir. Hem sağlık açısından hem de psikolojik açıdan kötü hissettiren kış çatlakları için medikal malzemeler kullanılabilir ya da bitkisel ürünlerden faydalanılabilir. Diğer yandan bu tür rahatsızlıkların etkisi yaş gruplarına göre değişiklik gösterebilir. Özellikle yaşlılar ve çocukların ciltleri bu tür etkilere karşı daha dayanıksızdır.
Kış çatlaklarına ilave olarak ihmal edilen bir başka konu ise kışın güneş faktörüne dikkat edilmemesi ve güneş bakım kremlerinin kullanılmamasıdır. Sağlıkla ilgili her konuda olduğu gibi konuda hassas davranmak ileriye yönelik büyük sağlık sorunlarının önüne geçmek açısından önemlidir.
Kışa Dayanıklı Bir Cilt İçin;
Bol su tüketimi,
Ph seviyesini koruyucu krem ve losyonlar,
Dar giysiler yerine daha rahat ve sıcak tutan giysilerin tercih edilmesi önemlidir.
Bu önlemlerin yanı sıra özellikle yüz bölgesi için cildin tamamı üzerinde yenileyici ve besleyici etkileri olan doğal maskeler de oldukça faydalıdır. Örneğin ballı muz maskesi, elma maskesi, yumurta ve bal maskesi gibi. Tüm bu maskeler cildin korunması ve güçlenmesi açısından da oldukça faydalıdır. Cilt sağlığı söz konusu olduğunda ön plana çıkan E vitamini ph dengesinin korunması, aleo vera ve lavanta yağı da ayrıca tercih edilebilir.
